Gözleme dayanan bazı reel anlatımlar yani dünya müstekbirlerinin birçok imkanlara sahip oldukları ve kendi sahalarında birer profesyonel gibi gözüktükleri doğrudur. Dünya geneline yayılmış istihbarat birimleriyle, kurumlarıyla, kuruluşlarıyla ve birinci sınıf elemanlarıyla kendilerine göre gerçekten profesyoneldirler. Ancak durumu sadece bu açıdan gözlemleyerek “Profesyonel müstekbirler karşısında, amatör müslümanlar ne yapabilir ki!” demeyiniz.
Profesyonellik söz konusu olduğu zaman, Medine'ye hicret esnasında Efendimiz (s.a.v.)'i takip eden ve isminin Kurz bin Alkame Huza'i olduğu rivayet edilen iz sürücüsü aklıma geliyor. Resulullah (s.a.v.)'i hicret ederken takip eden bu iz sürücü, kendi branşında başlı başına bir profesyonel idi. Herhangi bir insanın bu profesyonel iz sürücüden kurtulabilmesi, izini kaybettirebilmesi adeta mümkün değildi. Nitekim Efendimiz (s.a.v.)'i de aynı profesyonellikle takip etmiş ve Resulullah (s.a.v.) ile Ebubekir (r.a.)'ın bulunduğu Sevr mağarasının girişine kadar gelmişti.
Mağaranın girişine kadar gelen bu iz sürücü, mağaranın girişini kaplayan örümcek ağını görünce, nedenini anlayamadığı bir şaşkınlık ile geriye dönmüştü!.
Şimdi sormak istiyorum., kilometrelerce ilerdeki bir hedefi takip edebilen profesyonel iz sürücüsüne, üç-beş metre ilersindeki hedefi göstermeyen ve bu profesyonel iz sürücüyü mağaranın girişinden gerisin geriye döndüren amatörlük nedir?
Diyeceksiniz ki “Mağaranın girişindeki örümcek ağı!.”
Değil, tabi ki değil!.
Çünkü mağaranın girişindeki bozulmamış örümcek ağını görerek gerisin geriye dönmek, profesyonel bir iz sürücü için amatörlük değil, aklın ve gerçek profesyonelliğin tabi bir gereğidir. Oysa bu profesyonel iz sürücüsünün amatör, gerçekten amatör olan bir yanı vardı. İşte bu profesyonel iz sürücünün amatör olan yanı, takip ederek peşine düştüğü hedef şahsı doğru tanımaması, doğru tanımlayamamasıydı.
Bu iz sürücü, iz sürme meselesinde başlı başına bir profesyonel olmasına rağmen kimi takip ettiğim, kimin peşine düştüğünü bilmiyordu!. Nitekim Allah'ın yardımına mazhar olan bir peygamber takip ettiğini bilmeyen bu profesyonel iz sürücü, herşeyi hesaba katmasına rağmen, Allah'ın yardımını hesaba katmamıştı!.
Ve işte hesaba katmadığı bu husus, kilometrelerce ilerdeki bir hedefi takip edebilen onun gibi bir profesyonele, üç-beş metre ilersindeki hedefi göstermiyor ve onu mağaranın kapısından geri döndürüyordu!.
Ve Allah, ve alemlerin Rabbi olan Allah, alemlere rahmet olarak gönderdiği Resulullah (s.a.v.)'i, demirden zırhlarla ya da kalın kale duvarlarıyla değil, incecik bir örümcek ağıyla koruyordu!.
Tekar tekrar düşünülmesi gereken bu örneği dikkate alarak günümüze gelecek olursak, günümüzdeki profesyonel müstekbirlerin de bu profesyonel iz sürücü gibi olduklarını görebiliriz. Bunlar kendi branşlannda birer profesyonel olmalarına rağmen kime dalaştıklarını, kiminle uğraştıklarını bilmeyen amatörlerdir. Kendileri için birer düşman telakki ettikleri müslümanların en küçük hareketleriyle ilgilenmelerine ve istihbarat birimleri vasıtasıyla müslümanların en küçük eylemlerini dikkate almalarına rağmen, hiç dikkate almadıkları ve hiç dikkate alamayacakları bir husus vardır.
İşte bu husus, Allah'ın yardımıdır.
Müslümanlara yönelik yüzlerce hesap, binlerce senaryo hazırlayan bu profesyonellerin dikkate almadıkları ve dikkate alamayacakları yegane husus, Allah'ın yardımıdır. Mesela Türkiye'deki İslami uyanışla ilgili olarak bizlerin ne yaptığını veya benim gibi bir yaratılmışın ne yazdığını, ne söylediğini dikkate alan günümüz müstekbirleri, alemlerin yaratıcısı olan Allah'ın ne buyurduğunu, neleri vadettiğini ve ne yapacağını hiç dikkate almazlar.
Ne kadar tuhaf, ne kadar gülünç bir durum değil mi!.
Oysa akibetleri, benim yazdıklarıma ve benim sünnetime göre değil, Allah'ın kelamına ve Allah'ın sünnetine göre gerçekleşecektir. Ne var ki İslam'a inanmadıkları ve İslam'a teslim olmadıkları sürece bu İlahi gerçeği bilmeleri ve bu İlahi yardımı dikkate almaları mümkün değildir.
İşte, bütün şeytani senaryoları, bütün şeytani hesaplan bozacak olan husus, sahip oldukları materyalist dünya görüşü ile hiç dikkate almadıkları ve hiç dikkate alamayacakları bu İlahi yardım olacaktır.
O halde, şeytani hesapların bozulması için ne yapmamız ve neyi istememiz gerektiği belli değil mi?