İbrahim bin Edhem Hazretleri, şehzâde iken
tacını tahtını, malını mülkünü, bırakıp kendini, ilme verdi. Büyük
evliyâ ve âlimlerden oldu.
Menkıbeleri ve şöhreti çok yayılmıştır. Kendisi şöhretten, çok sakınırdı.
Bir zaman bağın birinde bekçilik yapardı. Uzun zaman bekçilik yaptıktan sonra, birgün bağ sahibi gelip dedi ki:
- Bana tatlı narlardan getir!
İbrahim bin Edhem hazretleri bir nar getirdi, ekşi çıktı. Bağ sahibi
birkaç defa daha isteyince getirdiği narlar hep ekşi çıktı. Bağ sahibi
sinirlenip dedi ki:
- Sübhanallah! Bunca zamandır burada bekçisin, daha narın ekşisini ve tatlısını ayırt edemiyorsun?
- Efendim, benim vazifem bahçe bekçiliğidir. Hiç tatmadığım bu narların tadını nereden bileyim?
Bağ sahibi, bağ bekçisi olup da, hiç nar yemeyen birine inanmak istemeyerek dedi ki:
- Seni tanımasam bu hâlini görünce, nerede ise İbrahim bin Edhem hazretleri zannedeceğim.