Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yaşanmış. Kendisi Bünyanlı olmayan,
politikayla uğraşmış ve halen Kayseri'de yaşayan işadamı, 22 Şubat 2001
tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri-Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin
istasyonuna girer. Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte
birşeyler içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan
çıkar. Ancak dışarısı hem zifiri karanlıktır hem de korkunç bir kar-tipi
fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki,
Bünyan'a dönüş yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan'a
ulaşma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile
görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar
içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder.
Arabanın, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve
arabaya biner. Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba
demek ister. Ama o da ne ? Araba da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da
kimse yok. Birden paniğe kapılır. Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan
koşarak uzaklaşmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizlerinin
bağı çözülmüş, hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja doğru
yaklaşır. Adam dua etmeye başlar. Tüm günahları için tövbe eder. Arabayın
durdurması için Allah'a yalvarır. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve
direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar. Her
tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her
seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir. Sonunda kendisini
biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah koru beni..." deyip, kapıyı
açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan
sonra, şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulhü-bir Elham okuyarak,
Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstübaşı ıslak ve şok
haldedir. Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar. Eline bir çay
verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen
doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de,
anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda
olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşur. Yaklaşık yarım
saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya
oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden birisi, diğerine
şunları söyler : - Ahmet baksana, şu sobanın başında oturan geri zekalı,
bizim araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen kişi değil mi
?
» Son üyemiz : erdem403 » Bugün : 0 » Dün : 0 » Kayıtlı üye : 239 » Online Üye : 0 » Online Misafir : 2 » Online Toplam : 2 » Rekor : 87 kişi 11.01.2023 11:34:09 » Bugün Giren Üye : 0 » Bugün Giren Misafir : 721 » Bugün Toplam Giren : 721 » Dün Giren Üye : 0 » Dün Giren Misafir : 169 » Dün Toplam Giren : 169